Ana Sayfa
Ahmed-er Rufai
HAYATI
Makaleler
Makaleler
Tıbb-ı Nebevî
Tasavvuf
Zikir
ZİKİR
Video
Zikrullâh
Kısa Sohbetler
Tesbihâtlar
Menu item
Ses
Bahru’l-Medîd
Dergâh İlâhileri
Ses Sanatçılarından İlâhiler
Kur'ân-ı Kerîm Tilâveti
Sohbet Meclîsleri
Hakk Yolcusunun Düsturları
Abdulmecîd Yılmaz
Zikrullâh
Salavât-i Şerîfeler
Meşk
Muhtelif Sohbetler
İletişim
Menü
- Ana Sayfa
Ahmed-er Rufai
--HAYATI
--
Makaleler
--Makaleler
--Tıbb-ı Nebevî
--Tasavvuf
Zikir
--ZİKİR"
Video
--Zikrullâh
--Kısa Sohbetler
--Tesbihâtlar
Ses Dosyaları
--Bahru’l-Medîd
--Dergâh İlâhileri
--Ses Sanatçılarından İlâhiler
--Kur'ân-ı Kerîm Tilâveti
--Sohbet Meclîsleri
--Hakk Yolcusunun Düsturları
--Abdulmecîd Yılmaz
--Zikrullâh
--Salavât-i Şerîfeler
--Meşk
--Muhtelif Sohbetler
- İletişim
Ses Dosyaları
Tarayıcınız audio(ses) öğesini desteklemiyor.
Zâlimler El Vurub Hep - Cerrâhîler (Hüzzam Mersiye)
Güftekâr : Koniçeli Kâzım Paşa
Bestekâr : Sebilci Hüseyin Efendi
Makam : Hüzzam
Zâlimler el vurub hep şemşîr-i canrübâya,
Kasdetdiler serâpâ "Evlâd-ı Mustafâ"ya,
Devrân olup müsâid ol kavm-i bî-hayâya,
Îsâl olundu bîdâd serhadd-i intihâya,
Kimler eder tehammül yâ Rabb bu ibtilâya,
Âmâc edüb vücûdun bin nâvek-i kazâya.
Düşdü Huseyn atından sahrâ-yı Kerbelâ'ya,
Cibrîl var haber ver "Sultân-ı Enbiyâ"ya.
Cûş eyleyüb belâya mânend-i mevc-i tûfân,
Keştî-i "Ehl-i Beyt"i kıldı şikest ü vîrân,
Maktûl olup serâser ashâb u âl-i zîşân,
Yektârev oldu ol mâh çün âfitâb-ı rahşân,
Her yandan etdi savlet hınzîr-veş yezîdân,
Sertâbepâ vücûdun zahm eyleyüb kızıl kân.
Düşdü Huseyn atından sahrâ-yı Kerbelâ'ya,
Cibrîl var haber ver "Sultân-ı Enbiyâ"ya.
Ashâb u âlinin hep kibârı vü sıgârı,
Bir bir kılub şehîden azm-i huzûr-i Bârî,
Dil-teng edüb susuzluk tâ arşa oldu sârî,
Ezvâc-ı tâhirâtın feryâd-ı bî-karârı,
Her yüzden etdi tazyîk a'dâ o şehriyârı,
Âhir çıkub elinden dâmân-ı ihtiyârı.
Düşdü Huseyn atından sahrâ-yı Kerbelâ'ya,
Cibrîl var haber ver "Sultân-ı Enbiyâ"ya.
Yârân olub serâpâ mest-i mey-i şehâdet,
Meydanda kaldı tenhâ ol mihr-i evc-i hâcet,
Bu hâl olub adûya sermâye-i cesâret,
Etrâfın aldı birden ol kavm-i pür-dalâlet,
Yetmiş iki yerinden mecrûh olub nihâyet,
Bundan ziyâde harbe Hakk vermeyüb icâzet.
Düşdü Huseyn atından sahrâ-yı Kerbelâ'ya,
Cibrîl var haber ver "Sultân-ı Enbiyâ"ya.
Ol şâh-ı dîn-penâhı tenhâ görünce düşmân,
Etdi hücûm u savlet şiddetle her tarafdan,
Bir hâle vardı âhir zahm-ı hadeng-i âhen,
Mânend-i kasr-ı cennet cisminde oldu rûşen,
Envâ'-ı yârelerden her cânibinde revzen,
Kâzım olub nihâyet bî-tâb harb ederken,
Düşdü Huseyn atından sahrâ-yı Kerbelâ'ya,
Cibrîl var haber ver "Sultân-ı Enbiyâ"ya.