Ana Sayfa
Ahmed-er Rufai
HAYATI
Makaleler
Makaleler
Tıbb-ı Nebevî
Tasavvuf
Zikir
ZİKİR
Video
Zikrullâh
Kısa Sohbetler
Tesbihâtlar
Menu item
Ses
Bahru’l-Medîd
Dergâh İlâhileri
Ses Sanatçılarından İlâhiler
Kur'ân-ı Kerîm Tilâveti
Sohbet Meclîsleri
Hakk Yolcusunun Düsturları
Abdulmecîd Yılmaz
Zikrullâh
Salavât-i Şerîfeler
Meşk
Muhtelif Sohbetler
İletişim
Menü
- Ana Sayfa
Ahmed-er Rufai
--HAYATI
--
Makaleler
--Makaleler
--Tıbb-ı Nebevî
--Tasavvuf
Zikir
--ZİKİR"
Video
--Zikrullâh
--Kısa Sohbetler
--Tesbihâtlar
Ses Dosyaları
--Bahru’l-Medîd
--Dergâh İlâhileri
--Ses Sanatçılarından İlâhiler
--Kur'ân-ı Kerîm Tilâveti
--Sohbet Meclîsleri
--Hakk Yolcusunun Düsturları
--Abdulmecîd Yılmaz
--Zikrullâh
--Salavât-i Şerîfeler
--Meşk
--Muhtelif Sohbetler
- İletişim
Ses Dosyaları
Tarayıcınız audio(ses) öğesini desteklemiyor.
Etmeyip Şâh-ı Peygamberden & Ey Fâtımâ - Celal Yılmaz & Veysel Dalsaldı & Ender Doğan
Güftekâr : Edip Harâbî
Mersiye : Celal Yılmaz
Etmeyip şâh-ı Peygamberden hayâ, Hakk’dan hazer,
Kûfiyân-ı bî-vefâlar nakz-ı ahd etmiş meğer,
Kurretü'l-ayn-ı Rasûlü eylemişler derbeder,
Var ise gel hâtır-ı şâh-ı Rasûlullâh eğer,
Ey sabâ var, Kerbelâ deştinden eyle bergüzer,
Ver bize lütfen Hüseyn ibn-i Ali’den bir haber.
Teşnegâna kıl nazar, bir katre su bulmuş mudur,
Gülistân-ı Ahmed-i Muhtâr gör solmuş mudur,
Kerbelâ toprağı hep al kan ile dolmuş mudur,
Ol Hüseyn-i Kerbelâyı bak, şehîd olmuş mudur,
Ey sabâ var, Kerbelâ deştinden eyle bergüzer,
Ver bize lütfen Hüseyn ibn-i Ali’den bir haber.
Ma'sumân u mazlümân hep anda kurbân oldu mu,
Dâmen-i pâk-i Sekîne Zeyneb al kan oldu mu,
Kâsım u Leylâ, Züleyhâ hep perîşân oldu mu,
Ehl-i beyte bak esîr-i âl-i Mervân oldu mu,
Ey sabâ var, Kerbelâ deştinden eyle bergüzer,
Ver bize lütfen Hüseyn ibn-i Ali’den bir haber.
_______________________________________________________
Güftekâr : Rüşdü Efendi Hz.
Bestekâr : Anonim
Makam : Rast
Ey Fâtıma, Ey Fâtıma kân-ı sehâvet Fâtıma,
Kapında miskîn çağırır, geçmez boğazdan Fâtıma,
Siz hissenizi ayırın, ben hissemi verem ona,
Su ile iftâr edeyim hem yine niyet Fâtıma.
Hırkanda vardır kırk yama, evimde çok çekdin cefâ,
Sorarsa sana Mustafâ etme şikâyet Fâtıma.
Yağlı taâm yedirmedim, güzel libâs giydirmedim,
Sana hürmet edemedim, gücenme cânım Fâtıma.
Hasen Hüseyn bakışdılar, gözden yaşlar akıtdılar,
Miskini tek doyuralım, biz de yemeyiz Fâtıma.
Fâtıma dedi yâ Ali; her emrine olam beli,
Sen aç durup bizler yemek olmaz cihânda yâ Ali.
Üç gün yemek yemediler, taam yüzü görmediler,
Halim budur demediler, olmaz cihanda Fatıma.
Rüşdü ile hep ehl-i Hakk, halim yazar firak firak,
Sorarsa Sen'den ulu Hakk etme şikâyet Fâtıma.
Sen cânların cânânısın, hâtûnların sultânısın,
Sen bir peygamber kızısın eyle şefâ'at Fâtıma.